30 Mart 2016 Çarşamba

İlk İnen Ayetlerin "Fatiha Sûresi" Olduğuna Dair Bir Araştırma (Hadiye Ünsal)

KUR'AN'IN İLK EMRİ "OKU" MUDUR?

Yaygın kabule göre Alak suresinin ilk beş ayeti ilk nazil olan ayetlerdir. Ancak kaynaklarımızda, ilk nazil olan ayetlerin hangileri olduğuna dair üç görüş bulunmaktadır.
Birincisi; Buhari ve Müslim’in Hz. Aişe’den naklettikleri rivayettir. Buna göre nazil olan ilk ayetler Alak Suresinin ilk üç veya beş ayetidir.
İkincisi; Yine Buhari ve Müslim’in Cabir b. Abdillah’tan naklettiği Müddesir Suresinin ilk üç veya beş ayeti olduğuna dair bir başka rivayettir.
Üçüncüsü ise Beyhakî, Salebî, Vahıdî, İbn-i İshak ve Belazurî gibi âlimlerin Tabiûn’dan Ebû Meysere’den mürsel olarak naklettikleri rivayettir ki, bu rivayete göre ilk nazil olan ayetler Fatiha Suresidir.

Birinci görüşün genel kabul görmesi Buhari ve Müslim’in mutlak otorite kabul edilmesinden kaynaklanmıştır.
Ancak Buhari ve Müslim'in hadiste mutlak otorite olmaları çok sonralarıdır. Kendi devirlerinde değildir.
Oysa Alak Suresindeki ilk beş ayetin anlam bakımından ilk ayetler olması mümkün değildir. Zira bu ayetlerde iki defa geçen “el-insan” zalim, kâfir, nankör bir kâfirdir. Kur’an’da altmış küsur yerde geçen “el-insan” tek bir yerde olsun müspet sıfatlarla kullanılmamıştır. Mesela Kurtubî Alak suresinin baştan sona Ebu Cehil hakkında nazil olduğunu belirtir. Hem sonra baştan sona şirke batmış cahiliye toplumuna ilk olarak “oku” emrinin verilmesi de mantıksızdır. Üstelik ümmi bir toplum olan ve şifahi kültürden beslenen bu toplumun bir üyesi olan peygambere ilk ayetlerde kalemle öğretmekten bahsetmesinin anlamı da yoktur. Peygamberimiz bu emirden sonra okuma-yazma seferberliği de başlatmamıştır.
 Buradaki "el-insan" İnfitar 82/6-7. Ayetlerde geçen “Yâ eyyühel insan!” ifadesinin bir benzeridir. “Ey kâfir insan! Neydi seni cömert rabbin hakkında aldatan? O değil mi seni yaratan? O değil mi, seni şekillendirip tüm uzuvlarını yerli yerinde bir insan haline sokan?” şeklinde bu surede geçen “kerim/cömert rab”  ifadesi aynı şekilde Alak suresinde de “ekrem rab” olarak geçmiştir. İnfitar suresinde geçen kâfir Velid b. Mugire’dir, bu suredeki ise Ebû Cehildir. Bura-daki “el-insan”nın alaktan yaratılması, ona bilmediğinin öğretilmesinin amacı da informative/ bilgilendirmek de değildir.  Bu surede Ebu Cehil’e biyolojik/fizyolojik açıdan ne kadar aciz ve basit olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu nankör kâfirin konuşan dili, kalem tutan eli de dâhil olmak üzere sahip olduğu her bir şeyin, yine Allah tarafından ona verildiği ifade edilmektedir. Tıpkı [Rahman, 55/3-4] “allemehü’l-beyan” ifadeleri gibi. Allah ona kalemle yazı yazmayı ve düşüncesini ifade etmeyi öğretti, gibi. Yine “Mekke ve havalisinde benden daha kerim (şerefli, değerlisi) yok” diyen Ebu Cehil’e “kerimlik sana değil, Allah’a aittir.” denilmektedir.
  ذُقْ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزٖيزُ الْكَرٖيمُ      /Tat bakalım azabımızı, hani sen dünyada iken çok şerefli, değerli biriydin ya!” [Duhan, 44/49] ayetindeki "kerim" kişinin de Ebu Cehil olduğu tefsirlerde geçmektedir. Bu vadinin en kerimi benim diyen nankör kâfir! İzzet, şeref kim, sen kim? Anlamında bu ayette bu kimse istihfaf ve istihza edilmektedir. İşte bu kibirli kâfire haddi bildirilmekte, kendisinin adi bir sudan, bir kan pıhtısından yaratıldığı beyan edilmektedir.
Kur'an'da altmış küsur yerde geçen "el-insan" o tarihte çok iyi bilinen kâfir kimsedir. Ama Ebu Cehildir, ama Velid b. Mugire'dir, ama Nadr b. Haris'tir. Yani; "Biz insanı çamurdan, değersiz bir sudan yarattık." gibi ayetlerde geçen "el-insan" bu kâfirlerdir.
Yine "Yâ Eyyühe'n-nâs/Ey İnsanlar!" şeklindeki hitaplar ister Mekki olsun, ister Medenî olsun Müşrikler hakkındadır.

Bu itibarla, Alak süresi bir bütün olarak Ebû Cehil özelinde kafir insan tipini ilzam noktasında yoğunlaşmaktadır.
Halbuki Fa­tiha süresi çeşitli ayetlerde ed-dîn veya ed-dînü'l-kayyim gibi kelime ve tabirlerle ifade edilen sabit ve tarih-üstü dine atıf yapmakta ve aynı zamanda Kur'an'ın en temel konularını öz ve özet olarak bünyesinde barındırmaktadır. Tabiatıyla ilk  Kur'an vahyi olarak bir manifesto hüviyeti taşımaktadır. Tüm bu gerekçelere dayanarak ilk inen ayetler Fatiha suresidir ve ilk nazil olan ayet besmeledir, demek yerinde bir tespit olacaktır.


Hadiye Ünsal, Erken Dönem Mekkî Surelerin Tahlili, Ankara Okulu Yay. Ankara/2015. S.123-164

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder